- › Kurumsal
- › Sektörler
- › Evsel Ürünler
- › Endüstriyel Sistemler
- › Havuz Sistemleri
- › Hizmetlerimiz
- › Ürünlerimiz
- › Çözüm Ortaklarımız
- › Online Bakım Takip
- › İletişim
İşletmelerin işlerini kolaylaştıracak bir sistem olan Atık Su Arıtma Sistemleri çalışma sahasındaki endüstriyel alanlarda biriken ve kullanıma elverişsiz su birikintilerini tamamen sağlıklı ve kullanılabilir bir forma sokan arıtma sistemidir. Şirketlerin günümüzde en çok kullandığı arıtma sistemlerinden olan Atık Su Arıtma Sistemleri sorunsuz şekilde çalışarak size pratik ve avantajlı bir yolla kaliteli suyu sunmaktadır.
Bu arıtım işlemi fiziksel, kimyasal veya biyolojik yollarla yapılabilmektedir:
Atık su karakteri: Bu, kirleticinin askıda, koloidal veya çözünmüş, biyolojik parçalanabilen gibi hangi formda olduğunu ve toksisitesini kapsamalıdır.
Çıkış suyu kalitesi: Çıkış suyunun zehirlilik (bioassay) deney sonuçları gibi ileriye yönelik istenebilecek deşarj kısıtlamalarına da planlamada yer verilmelidir.
Herhangi atık su arıtma problemi için mevcut yer ve maliyet: İstenen arıtma verimine çoğu zaman bir veya daha fazla arıtım kombinasyonu ile ulaşılabilir. Ancak bu seçeneklerden yalnızca bir tanesi en ekonomiktir. Bu nedenle proses tasarımına geçemeden önce detaylı bir fizibilite analizi yapılmalıdır.
Paket Atıksu Arıtma sistemi Kanalizasyon sistemi bulunmayan veya kanalizasyon sistemi olup da atık su arıtma tesisi istenen tesislerde atıksu arıtma tesisi ihtiyacını ekonomik ve kolay montaj yöntemleri ile çözen atık su arıtma sistemidir. Arıtma tesisi kurarken arıtma prosesi, işletim maliyetleri arıtma tesisinin ekipman ve imalat kalitesi arıtma tesisi için belirleyici parametrelerdir.
Ana atık su arıtma prosesleri şunlardır; ızgara (ince veya kaba), ön çökeltim havuzu, kimyasal veya biyolojik arıtma üniteleri, son çökeltim havuzu ve dezenfeksiyon ünitesi.
Atık su arıtma proseslerinin veya proses kombinasyonlarının seçimi aşağıdaki kriterlere
Dünya nüfusu gün geçtikçe ve hızlı bir şekilde artmakta ve bunun doğal bir sonucu olarak da yerleşim yeri olarak kullanılan alanlar da aynı oranda artış göstermektedir. Yerleşim alanlarının ve sanayi tesislerinin neden olduğu atıklar doğal dengeyi olumsuz etkilemekle beraber canlıların hayatını tehdit edebilen seviyelere gelmiştir.
Evlerde, sanayi tesislerinde ve farklı ticari faaliyetlerde kullanılan suların kirlenmesi ile atık suları meydana gelmektedir. Ortaya çıkan bu atık sulara toplama sistemi boyunca yağış, sızıntı ve yüzeydeki sular karışmaktadır.
ATIK SU ARITMA
İnsanlığın varoluşundan beri atık su ortaya çıktığı gibi son yüzyılda neredeyse daha önceki yıllara oranla çok daha fazla atık su ortaya çıkmaktadır. Bunun nedeni olarak değişen ve gelişen ihtiyaçlar doğrultusunda sanayinin gelişmesi ve sanayi tesislerinin artması gösterilebilir. Aynı zamanda insan ömrünün uzaması yaşam kalitesinin artması ve nüfus artışının çok fazla olması da yerleşim yerlerinin fazlaca artmasına ve yerleşim yerlerinde kullanılan suların da artmasına neden olmuştur. Yapılan araştırmalara göre insanların 20. yüzyıla kadar çevreye etkisi son yüzyılda yapılan etkinin yarısından daha azdır. Özellikle son 50-60 yılda bu etki fazlalaşmış ve beraberinde farklı çevre sorunlarını da getirmiştir. Çevre sorunlarının giderek artması çeşitli arıtım işlemlerini gündeme getirerek çevre atıklarının kontrolü işlemlerini zorunlu kılmıştır. Günümüzde fazlaca artan çevre sorunlarının en başında su kirliliği gelmektedir. Sanayi tesislerinde ve yerleşim yerlerinde kullanılarak kirletilen sular toplama işlemleri su kirliliğinin bir nebze önüne geçmiştir ancak yeterli olmamıştır. Günlük hayatta suya olan ihtiyacın giderek artması kullanılarak kirletilen atık suların arıtılması ve tekrardan kullanılmasını gündeme getirmiştir. Atık suların tekrar kullanılabilir hale getirilmesi ile ortaya çıkan su kirliliğinin önüne büyük oranda geçilmiştir. Arıtma sistemleri ile yerleşim yerlerinde ve sanayi ve çeşitli ticari kuruluşlarda kullanılarak kirletilen sular arıtılarak alıcı ortamlara sevk edilmektedir. Arıtılmamış olarak ortamlara giden atık sular içerisindeki organik maddeler girdikleri ortamda farklı yaşam formları oluşması için ortam oluştururlar. Atık suyun içeriğinde bulunan fosfor ve azot sonucu sularda alg atlamasına neden olmaktadır. Atık su bünyesinde organik birleşenler, azot, fosforun yanı sıra toksik maddeler ve farklı mikro kirleticiler de barındırmaktadır. Atık su içerinde bulunan kirlilik oranı atık suyun neredeyse 1- 1,5 katı kadardır. Arıtma ile atık sudaki bu kirlilik nerdeyse %95 oranında azaltılmaktadır.
ATIK SU AMACI NEDİR
Atık suların arıtım derecesi bu suların hangi amaçla arıtıldığına bağlıdır. Alıcı ortamın bu suları kabul edebilme durumuna, duyarlılığına ve tekrar kullanılıp kullanılmayacağına, kullanılacaksa ne için kullanılacağına bağlı olarak değişmektedir.
Evsel atıklar birinci basamakta fiziksel arıtma, ikinci basamakta biyolojik arıtma, üçüncü basamakta da ileri arıtma süreçlerinden meydana gelmektedir.
İlk basamakta fiziksel işlemler nedeniyle tesise kadar ulaşan ve çöp diye nitelendirilen kaba maddeler, suyun yüzeyinde olan yağ köpük gibi maddeler ve dibe çöken kum gibi malzemeler giderilir. İkinci basamakta organik maddelerin arıtımı gerçekleştirilir. Üçüncü basamakta ise biyolojik ve fiziksel olarak arıtılamayan aktif olmayan maddelerin ve azot- fosfor arıtımı süreci uygulanır.
Fazla hızla gelişen ve değişen ihtiyaçlar teknolojinin de çok hızlı gelişmesine ve değişmesine bununla birlikte sanayileşmenin artmasına neden olmaktadır. Değişen ihtiyaçları karşılamak için durmadan işleyen sanayi tesislerinin yanında yerleşim yerlerinin artması da atık su miktarını oldukça fazla arttırmıştır. Bunun yanında aynı hızla çevre bilinci de gelişmekte ve çevreye karşı duyarlılık da oldukça fazla gelişmiştir. Çevre bilincinin gelişmesi ile kullanılarak farklı ortamlara verilen atık suların çevreye verdiği zararın fark edilmesini sağlamıştır. Çevreye verilen zararlar insan ve diğer canlıların yaşamını oldukça fazla etkilemekte ve günümüzde artık neredeyse yaşamı tehdit edecek boyutlara ulaşmıştır. Çevreye verilen zararların en başında da su kirliliği gelmektedir. Su canlılar için vazgeçilmez olması sebebiyle de bundan yine en çok canlılar etkilenmektedir. Yerleşim yerlerinde ve çeşitli kuruluşlarda kullanılan sular arıtılmadan doğaya bırakılırsa çevreye verilen zarar oldukça katlanmaktadır. Çevreye atık su olarak bırakılacak suların arıtılması çevreye ve suya verilen zararın minimum seviyeye indirilmesini sağlar. Bu yüzden dünya genelinde arıtma tesislerinin sayısı gittikçe artmaktadır. Dünyadaki duyarlılığın artması çevre örgütlerinin giderek artması ve çevre kirliliğini önlemek için oluşturulan mevzuatın uygulanması ve ilgili kuruluşların denetlenmesi de sıkı bir duruma gelmektedir. Artan duyarlılıkla arıtma tesislerinin işletme kalitesinin de gelişen teknolojiye bağlı olarak gelişmesini zorunlu kılmaktadır. Arıtma tesislerindeki işletme kalitesi doğaya verilecek zararın önüne geçilmesi durumu için oldukça önemlidir. Çünkü arıtılacak suyun hangi amaçla arıtıldığını bilmek ve doğru yöntemleri kullanarak arıtım işlemlerinin yapılmasını sağlamak arıtma tesisleri için oldukça önemli bir konudur. Dünyada atık su arıtma tesislerinin artması doğaya arıtılmadan salınan atık su miktarını oldukça azaltmıştır.
Atık su arıtma tesislerinin kalitesi, arıtma yöntemlerine hakim olması ve alanla ilgili bilgisinin tam olması, arıtma tesisinin verimli bir şekilde işletilmesi, çalışan elemanların eğitimi, yönetimi konusunda yeterli düzeyde olması, tesiste kullanılan araçların bakımlarının bakımının ve onarımının zamanında ve güvenli bir şekilde yapılması, yapılacak analizlerin uygun bir şekilde yapılması yorumlanması, raporlandırılması ve değerlendirilmesi tesisin düzgün bir şekilde işletilmesi ile sağlanabilir. Doğru, alan bilgisine göre düzgün bir şekilde işletilen bir tesiste arıtma işlemleri kaliteli bir şekilde yapılır ve doğaya verilen atık sulardaki kirlilik oranı %95 oranında azaltılarak atık sulardan kaynaklı su kirliliğinin büyük oranda önüne geçilebilir.
Dünya genelinde kullanılabilen kaynak sularının sınırlı olduğu ve bir gün tükenebileceği herkesin bildiği bir gerçektir. Bu sebeple tüketip sonucunu düşünmeden yaşayamayacağımız temel ihtiyaçlarımızdan olan suların her kullanım sonrasında arındırılması ve tekrar tekrar kullanılması önemlidir. Özellikle de üretim alanlarında kullanılan suların arındırılarak tekrar farklı aşamalarda kullanılması hem maliyeti azaltan hem de çevreyi koruyan yöntemlerdir. Birçok farklı yöntem olmasının yanı sıra her ihtiyaca uygun birbirinden farklı atık su arıtma sistemleri de son yıllarda gelişen teknoloji ile çeşitlenmektedir. Partikül ayrıştırmadan iletkenlik azaltmaya, mikroorganizma yok etmeden yumuşatmaya kadar pek çok farklı yöntem olduğu için her sanayinin ihtiyacı olan sistemi bulmak da oldukça kolaydır.
Birçok farklı arıtma sistemi vardır. Her suyun ihtiyaç duyduğu arıtma yöntemi farklı olduğu için buna uygun olarak geliştirilen birbirinden farklı sistemler mevcuttur. Genel olarak endüstriyel alanda atık su arıtma sistemleri birkaç aşamadan oluşur. Öncelikle sudaki kil, kireç ve farklı partiküllerin ayrıştırılması için filtreleme yönteminden yararlanılır. Bu sayede bütün yabancı maddelerden arınan su fiziksel olarak temizlenmiş olur. Daha sonra içindeki mantar, bakteri, mikrop gibi mikroorganizmalardan arındırılması gerekir. Bu durumda kimi zaman membran sistemleri kimi zaman kimyasal yöntemler tercih edilebilir. Bu işlemler bittikten sonra tercihe göre su yumuşatma, deiyonizasyon işlemleri uygulanabilir. Kullanılan alana göre ihtiyaç duyulan su arıtma yöntemi farklı olduğu için bu doğrultuda bir tercih yapılmalıdır. Siz de endüstriyel su arıtma sistemleri hakkında detaylı bilgiye ulaşmak isterseniz bize web sitemizde bulunan telefon numaralarımızdan ulaşabilirsiniz.
Başta şehir atık suları olmak üzere hayvansal ve organik maddelerin karıştığı sular, zararsız bakteriler endüstriyel atıkları oluşturur. Bunların karışmış olduğu sular hiçbir zaman arıtılmadan yüzey sularına karıştırılmamalıdır. Bu tip sularda bulunan bakteriler, mikroplar, kimyasallar doğaya ve canlılara ciddi zararlar verebilir. Bütün üretim endüstrilerinde atık sular oluşur ve yine hemen hemen bütün üretim alanlarında atık su arıtma tesisleri ve sistemleri vardır. Şehir kanalizasyon suları, mezbaha atıkları, süt fabrikaları, tekstil ve turizm gibi endüstrilerde ihtiyaç duyulan arıtma sistemleri farklıdır. Kimi endüstrilerde kimyasal karışmış suyun arıtılması gerekirken kimi endüstrilerde de partiküllerin filtrelenmesi gerekir. Su arıtma sistemleri ve daha fazlası hakkında detaylı bilgiye ulaşmak uzman ekiplerimizi her zaman arayabilir, bilgi alabilirsiniz.
Yüzey ve yer altı sularının kullanılmadan önce arıtma işleminden geçirilmesi gerekir. Aynı şekilde bu tükenme ihtimali çok yüksek olan kaynaklarımızı kullandıktan sonra da arıtarak tekrar kullanmamız oldukça önemlidir. Başta endüstriyel alanda kullanılan suların arıtılması gelse de evsel atık sularının da arıtma işleminden geçirildikten sonra tekrar kullanıma hazır hale getirilmesi birçok açıdan avantaj sağlar. Gerek kimyasal işlem görmüş suların gerek fiziksel işlem görmüş suların arındırılıp tekrar kullanılması ise günümüz teknolojisi ile mümkündür. Bu sadece hem tükenebilen bu kaynakların tekrar tekrar saflaştırılarak kullanılması hem de uzun vadede az maliyetle su tüketilmesi açısından atık su arıtmaları oldukça önemlidir. Endüstriyel alanda kullanılan suların arıtma işlemleri de her alana göre farklılık gösterse de bütün üretim alanları için uygun olan bir arıtma sistemi mevcuttur. Bu sistemlerle ilgili detaylı bilgi almak isterseniz web sitemizden yararlanabilirsiniz.
Günümüzde tüm üretim sanayilerinde belirli miktarda su kullanılması gerekir. Özellikle de son yıllarda dünyanın karşı karşıya kaldığı tatlı su kaynaklarının tükenme ihtimali sebebiyle atık su arıtma sistemi tüm endüstriler için önem arz eder. Bu arıtma sistemlerinin faydaları arasında doğayı korumak yer alsa da uzun vadedeki üretim maliyetini düşürmesi en önemli faydalarından biridir. Aynı zamanda ham suyun işlenme aşamaları düşünüldüğü zaman üretimin kalitesini koruması açısından kullanılan suyun arıtılması hem daha az maliyete hem de standardın devam etmesine sebep olur. Böylece operasyonun verimi artarken her zaman aynı standartta üretim yapılması da sağlanır. Aynı zamanda bazı bölgelerde mevsime bağlı olarak kuraklık yaşanabileceği için bu dönemlerde atık su arıtma sistemlerinden yararlanmak üretimin aksamasının önüne geçer. Bu sayede hem doğayı koruyabilir hem maliyeti azaltabilir hem de uzun vadede kar elde edebilirsiniz. Detaylı bilgi için web sitemizde yer alan telefon numaralarımızdan bize her zaman ulaşabilirsiniz.
Üretim alanlarında kullanılan sular kimi zaman fiziksel kimi zaman da kimyasal kirliliğe sahip olur. Özellikle kimyasalların kullanıldığı üretim alanlarında birçok farklı arıtma sistemi tercih edilebilir. Aynı şekilde fiziksel olarak kirlenen sular için de çeşitli arıtma sistemleri mevcuttur. İki ana başlıkta toplayabileceğimiz arıtma sistemleri fiziksel ve kimyasal yöntemler olarak adlandırılabilir. Her endüstrinin ihtiyaç duyduğu arıtma sistemi farklı olduğundan kullanılan alana uygun olan arıtma sistemi belirlenmelidir. Buna uygun olarak hangi sisteme sahip olmanız gerektiğini öğrenmek için bize ulaşabilirsiniz. İhtiyacınız olan arıtma sistemini birlikte belirleyebilir, buna uygun bir sisteme ulaşmanızı sağlayabiliriz.
Kimyasal sistemler, suyun sahip olduğu kirlilik kimyasal yöntemlerle ayrıştırılırken suyun biyolojik değişikliğe uğraması anlamına gelir. Bu arıtma sisteminin amacı suda çözünen kirletici maddelerin kimyasal tepkimeler sonucunda çözünürlüğü düşük bileşiklere dönüştürülmesidir. Özellikle askıdaki maddelerin yumaklar haline getirilerek çökelmesi sonucu arıtılmasını sağlamak bu yöntemin amaçları arasındadır. Üç farklı kimyasal arıtma sistemi bulunur. Bunlar koagülasyon, flokülasyon ve nötralizasyon işlemleridir.
Kimyasal arıtma sistemlerinin başında gelen iki yöntem vardır. Bunlardan biri koagülasyon diğeri ise flokülasyon sistemidir. Koagülasyon sistemi, koagülant maddelerin, doğru pH derecesinde atık suya karıştırılması ile sudaki koloidal ve askıda katı maddelerle birleşmesi sonucu flok oluşumuna hazır hale getirilmesidir. Bu işlem sırasında kimyasal olarak polielektrolitin yanı sıra kireç, alum, demirsülfat ve demir klorür gibi kimyasal maddeler kullanılır. Koagülasyon işleminden doğru sonuç alınabilmesi için yüksek hızlı mekanik karıştırıcılar tercih edilir. Bu işlemden sonra suyun yavaşça karıştırılması ve oluşan partiküllerin birleştirilmesi için flokülasyon işlemi uygulanır. Flokülasyon diğer adıyla yumaklaştırma işlemi ise uygun hızda atık suyun karıştırılması sonucunda koagülasyon işlemi sonucunda oluşturulan küçük partiküllerin birleşmesi ve çökmesi ile flokların oluşturulması işlemidir. Bu işlem sonrasında oluşan yumakların çöktürülmesi için bir havuz yapılır. Koagülasyon, flokülasyon ve çökeltme havuzları tercihe göre birlikte ya da ayrı ayrı inşa edilebilir.
Endüstriyel alanlarda kullanılan sular genellikle pH değeri çok düşük ya da çok yüksek olan sulardır. Bu suların tekrar kullanılmadan ya da yüzey sularına karıştırılmadan önce pH değerlerinin ayarlanması gerekir. Çünkü bu şekilde doğaya karışan sular canlılara zarar vererek ekolojik dengenin bozulmasına sebep olur. Bu yüzden de sudaki pH değerinin 6 ila 9 aralığına getirilmesi için nötralizasyon yönteminden yararlanılır. Bu işlem kısaca asidik ve bazik karaktere sahip olan atık suların çevre ile uyumlu bir pH değerine getirilmesi için asit ve baz takviyesi işlemi olarak adlandırılabilir. Nötralizasyon yöntemi, atık suyun karışacağı çevreye uygun pH değerine ulaşması, biyolojik arıtma öncesi uygun pH değerine sahip olması ve kimyasal çöktürme işlemlerine uygun pH değerlerinin sağlanması için oldukça gerekli bir yöntemdir.
Suda bulunan tüm partiküllerden arındırma işlemi olarak da adlandırılan fiziksel arıtma, kimyasal arıtma işleminden önce tercih edilen bir yöntemdir. Suyun içindeki yüzen ve çökebilen maddelerin uzaklaştırılması için kullanılır. Fiziksel arıtma sistemlerinde arıtılacak olan suyun kirlilik durumuna ve atık suyun içeriğine bağlı olarak değişiklik gösterse de 4 ana başlıkta toplanabilir. Bunlar; ızgaralar, elekler, kum tutucular ve dengeleme işlemleridir.
Bu sistem genellikle atık suyun akış hattı üzerine montajlanır. Geçirilen malzemenin boyutuna bağlı olarak ızgaraların aralıkları değişebilir. Bu ekipmanları seçerken dikkat edilmesi gereken önemli özellikler arasında debi, akışkanlık özellikleri, çubuk aralıkları, ızgaralama yüzeyi ve yük kayıpları sıralanabilir. Manuel ya da otomatik olarak temizleme seçenekleri de bulunan bir sistemdir. Tercih edilen ızgaraların özellikleri atık suyun içeriğine bağlı olarak değişeceği için ihtiyaç duyulan tüm değişkenler göz önünde bulundurulmalıdır.
Bu sistem ise ızgaralarda tutulan büyük maddelerin haricinde daha küçük boyutlu olan maddelerin ayrıştırılması için tercih edilir. Katı maddelerin arıtma sistemine giriş kirlilik yüklerinin ızgaralardan sonra azatılması amacıyla kullanılır. Bu elekler çubuk ızgaraların önüne ya da damlatmalı filtrelerin arkasına yerleştirilebilir.
Atık suda bulunan yoğunluğu organik maddelere nazaran daha yüksek olan ve biyolojik olarak parçalanamayan kum, çakıl, metal ve cam gibi maddelerin tamamı kum olarak adlandırılır. Bu malzemelerin ayrıştırılmasının sebebi ise arıtma sisteminde bulunan pompa ve boruların aşınmasına, kanal ve boruların tıkanmasına ve çamur arıtma ünitelerinin tıkanmasına sebep olmasıdır. Uzun vadede ciddi zararlara sebep olabilen bu maddelerin ayrıştırılması işleminde tercih edilir.
Son aşama olan dengeleme ise biyolojik sisteme çok yüklenmenin önüne geçebilmek amacıyla organik yük dalgalanmalarının oluşmasını engellemek için kullanılır. Bu yöntem sayesinde yeterli pH değerleri sağlanırken nötralizasyon sistemi için gereken kimyasal madde miktarını dengelemek amacı taşır. Aynı zamanda biyolojik sisteme toksik madde girişini engelleyerek sistemin belirli bir standartta çalışmasına yardımcı olan bir aşamadır.
Ham suyun belirli arıtma sistemlerinden geçerek saflaştırılması gerekir. Öncelikle fiziksel arıtma sistemlerinden geçerek suda bulunan askıda katı madde, kil, kireç gibi partiküllerden arındırılması oldukça önemlidir. Bu işlem sonrasında su tüm partiküllerden arındırılarak sahip olduğu bakteri, mikrop gibi organizmalardan arındırılması işlemlerinde geçilebilir. Bu aşamada kimyasal arındırma işlemleri tercih edilir. Her yöntem kendi içinde farklı aşamalara sahiptir. Bu sebeple ihtiyaç duyulan su arıtma yöntemlerine karar verirken kullanılacak sanayinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bu durumda ihtiyaç duyduğunuz arıtma yöntemine sahip olmak isterseniz web sitemizin iletişim sayfasında bulunan telefon numaralarından bize ulaşabilirsiniz.